Aktiviteler aracılığı ile Öğrenci Merkezli Dil Öğretimi
( Student Oriented Language Teaching Through Activities)
Çocuğunuzun yabancı bir dil öğrenmesini istiyorsunuz. Öğrenmek; Pek çok farklı tanımı olmasına karşın kabul edilen evrensel ifadesi “davranışta gözlenebilir yaşantı ürünü, kalıcı değişimdir” Başlıkları yıllar içinde değişse de, sizler “DEĞİŞİM” i gözlemlersiniz ve olumlu olması için çabalarsınız. Bu iki kavramı bizler nasıl dil öğretimine taşıyoruz.
Müfredatımız, ders içi aktivitelerimiz, ödevlerimiz, projelerimiz ve her şey çocuğunuzda gözlenebilir bir değişim yaratmak içindir. Sizler çocuğunuzda, yaşıtlarından farklı olarak dil gelişimini gözlemlemeye başlayacaksınız ve çok doğal olarak bu farklılığın beklentisi içinde olacaksınız.
Dil gelişiminde zaman içinde çocuklarınızın ne gibi farklılıklar göstermesi gerektiğini, belirli süreler sonunda yabancı bir dilde neler yapabildiğini sizlere Seviye Gruplarımız içinde anlatacağız.
Bu süreç öğretmen, öğrenci ve veli arasında kurulan bir köprüdür ve değişim belirli bir zaman sonrasında ortaya çıkar. Bu zamanı en iyi şekilde değerlendirmeyi hedefliyoruz. Kelimeleri cümlelere, cümleleri konuşma metinlerine çevirmeyi hedefliyoruz Biz ilköğretim İngilizcesi sistemimiz içinde neler yapıyoruz ve yapmıyoruz?
• Öğrencilerimize öğrettiğimiz kelimeyi defterlerine yazdırıp, karşısına Türkçe karşılığını not ettirmiyoruz. Bunun yerine, öğrendikleri her kelimenin resimli karşılığını veriyor ve İngilizcesini yazmalarını istiyoruz. Sene sonunda tüm öğrencilerimizin kendi hazırlamış oldukları resimli sözlükleri oluyor.
• Okuma parçaları ve ya cümleler verip Türkçeye çevirmelerini istemiyoruz. Yerine, okuma metinlerini cümlelere bölüp sınıfın duvarlarına yapıştırıyor, öğrencilerimizin cümleleri okuyarak olması gereken sırada aktivite defterlerine yapıştırmalarını istiyoruz.
• Sınıf içinde öğrencilerimize sırayla şimdi sen oku demiyoruz. Yerine, bir metni önce neşeli, sonra üzgün, sonra bebek sesiyle ve daha sonra yaşlı teyze gibi okuyor, okurken gülüyoruz. Ve fark etmeden anlıyor ve öğreniyoruz.
• Bir dilbilgisi konusunun başlığını tahtaya yazıp, altına formülünü yazmıyoruz. Yerine, öğretmen istediğimiz kalıbın anlamını yaşayacağımız ortamlar oluşturuyor ve cümleleri farklı aktiviteler içinde sürekli tekrar ediyoruz.
• Öğrencilerimize yapamadıklarını hissettirmiyoruz.
Aksine, dilin zevkli ve kolay olduğunu ve her yapının öğrenilebileceğini öğretiyoruz. Ve en önemlisi öğretirken gülümsüyoruz 🙂